23 Ağustos 2016 Salı

Kanlı Gömlek

   Bu olay, Marmara Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü'nü 1993 yılında bitiren Dilek İsimli bir kızın başından geçmiş.

   Dilek bir gün okuldan çıkmış, durakta otobüs bekliyormuş. Yalnız korkunç yağmur yağıyormuş. Kızın önüne bir araba yanaşmış. İyi giyimli, temiz yüzlü bir genç, " Yanlış anlamayın ne olur. Bende yakın zamana kadar öğrenciydim. Islanmayın, gelin ben sizi uygun bir yere kadar bırakayım" demiş. Dilek başta tereddüt etmiş ama çocuğun iyi niyetine inanmış ve arabaya binmiş. 
   Yolda sohbet falan etmişler. Hoşlanmışlar birbirlerinden. Çocuk,"Lütfen izin verin sizi evinize bırakayım. Bakın yağmur da iyice hızlandı" demiş. Dilek kabul etmiş tabi. Sohbet iyice koyulaşmış. Kızın evine gelmişler, bu arada telefon değiş tokuşu yapmayı ihmal etmemişler. Dilek çok etkilenmiş çocuktan. O hafta her telefon çaldığında yüreği hop etmiş, Ama arayan o çocuk değilmiş her seferinde. Dilek yüzünü kızartıp çocuğu aramaya karar vermiş, "Belki numarayı kaybetmiştir, ne olacak ki ben arasam" deyip kandırmış kendini. Telefonu ağlayan bir kadın sesi açmış. Meğer teyze bizim çocuğun annesiymiş ve hıçkıra hıçkıra, oğlunun trafik kazasında öldüğünü söylemiş. Anlattıklarından Dilek anlamış ki, çocuk onu bıraktıktan beş dakika sonra yapmış kazayı," Keşke eve bıraktırmasaydım. Bütün suç benim diyerek hemen kendini suçlamaya başlamış. Suçluluk duygusundan kurtulmak için çocuğun annesinden adresi almış." En azından başsağlığına gideyim diye düşünmüş.
Ziyaret ağlamaklı ve yaslı geçmiş. Ayrılma vakti geldiğinde iyice havaya giren kız, " Bana oğlunuzdan bir hatıra verebilir misiniz?" Onu gerçekten çok sevmiştim demiş. Bunun üzerine anne içeriye gitmiş, döndüğünde elinde çocuğun kaza günü üzerinde olan gömlek varmış. Üstelik de hala kanlar içindeymiş. Dilek çok kötü olmuş, gömleğin niye saklandığını ve niye ona verildiğini anlamamasına rağmen yine de kadını kırmayıp almış gömleği. Eve gelir gelmez ilk işi gömleği yıkayıp, ütülemek olmuş. Bütün gece gömleğe baka baka, zır zır ağlamış. Sürekli de " Onu ben öldürdüm, onu ben öldürdüm. diye tekrar ediyormuş kendi kendine. Artık ağlamaktan yorgun düştüğünde gömleği yastığın altına koymuş ve yatmış. Sabah uyandığında kendini daha iyi hissediyormuş. Ama yastığı kaldırdığında gömlek yine kanlar içinde olduğunu görmüş. İnanamamış bu duruma. " Herhalde dün o kafaya iyi yıkayamadım" diyerek yeniden yıkamış gömleği. Ama ertesi sabahta hiç bir değişiklik yokmuş gömlekte, yine kanlar içindeymiş.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder